Likya Yolu’nun En Gözde Antik Kentlerinden Olimpos

Antalya’nın Kumluca ilçesinde bulunan Olimpos, ayrı ayrı güzellikte tarihi kalıntıları, Yanartaş Efsanesi ve plajıyla, Akdeniz turizminin önemli bir durak noktasıdır. 

Olimpos denilince akla ilk gelen Olimpos Plajı’dır. Denizinin berraklığı ve rengarenk taşlı dokusuyla büyük rağbet gören plaj, turistlerin hep ilgisini çekmiştir ve her yaz ziyaretçi akınına uğramaktadır. Olympos, her ne kadar plajıyla çok ilgi çekse de, antik kent olarak tarihin izlerini gözlemleyebileceğiniz, önemli antik kalıntılarla dolu bir bölgedir. Antalya merkeze yaklaşık 85 km, Kumluca’ya 28 km, Kaş’a ise 120 km uzaklıkta olan Olimpos, seyahat güzergahınızda mutlaka durmanız gereken muhteşem bir doğal güzelliktedir. 

Olimpos, Çıralı’ya yakın konumdadır. Çıralı Sahili’nden kısa bir yürüyüşle, Olimpos Plajı’na ve oradan da tarihi kalıntıları görebilmek için antik kentin içerisine girebilirsiniz. Çıralı-Yanartaş Efsanesi de Olimpos ile özdeşleşiyor. Olimpos, Yunan Mitolojisi’nden geriye kalan bu efsaneyle ilgileri üzerine çekiyor.

Peki Nedir bu Yanartaş Efsanesi?

Çıralı Plajı’nın kuzey bölgesindeki tepedeki kayalıklardan çıkan alevler, bu bölgeyle anılıyor ve turistlerin oldukça ilgisini çekmeye devam ediyor. Çıralı Yanartaş bölgesi, günümüzde her ne kadar bir doğal gaz olduğu bilinse de efsanesiyle adından oldukça çok söz ettiriyor. 

Ephyra Kralı Glaukus’un asıl ismi Hipponoes olan oğlu Bellerophontes, bir gün kardeşi ile ormanda avlanırken yanlışlıkla kardeşini öldürür ve bunun üzerine sürgüne gönderilir.  Sürgün edildiği şehir olan Argos’ta, Argos Kralı’nın karısı, Bellerophontes’e aşık olur. Fakat Bellerophontes ona karşılık vermeyince, kraliçe ona çirkin iftiralar atar ve kral bu duruma çok sinirlenir. Argos Kralı, Bellerophontes’i cezalandırmak isteyerek onu Likya Kralı’na gönderir. 

Kral, Bellerophontes’i, kafası aslan, gövdesi keçi, kuyruğu yılan olan ve ağzından alevler saçan canavar Chimera’yı öldürmesi için Olimpos Dağı’na gönderir. Kanatlı atı Pegessos’a binerek Chimera’yo öldürmeye giden Bellerophontes, canavarı öldürerek onu yerin yedi kat altına gömerek yener. Fakat yer altından alevler çıkmaya devam eder ve bu efsaneye göre hala yanan alevler, Chimera’nın yerin dibinden fışkıran alevleridir.

Korsan Zeniketes

Kilikyalı Korsan Zeniketes, Olimpos’un civarında bulunan Phaselis ile birlikte birkaç yerleşim yerini daha ele geçirip, kendine küçük bir krallık kuran, tarihte Olimpos’ta kendi hakimiyetini kuran kişi. Korsanlık bu dönemde Olimpos’un en önemli geçim kaynağıydı. Fakat o dönemde Zeniketes’in hakimiyetine karşı çıkılarak   Olimpos’un  Likya Birliği’nden çıkarıldığı da biliniyor. 

Piskopos Methodius

Olimpos’ta kentin ilk Psikopos’u olan Piskopos Methodius, Hristiyanlığın serbest bırakılması açısından önemli bir rol oynar. 

Piskoposluk Sarayı 

Bizanz Dönemi’nde inşaa edilen Psikoposluk Sarayı, içerisinde vaftizhane,çeşme ve havuz barındıran, duvarlarının bir kısmı hala ayakta görülebilen dönemin kamu binalarından birisiydi. 

Liman Anıtsal Mezarları

Zosimos ve Kaptan Eudemos’a ait olan lahitlerin bulunduğu anıtsal mezarlardır. En dikkat çekeni, üzerinde gemi figürü olan Eudemos Lahdi’dir.   

Markus Aurelius Arkhepolis’in Mezarı

Likya Birliği Başkanı  olan Markus Aurelius Arkhepolis’e ait olan bir anıt mezar yapısı kentte bulunuyor.  İki adet lahitle görülen anıtsal mezar, Olimpos’un önemli antik kalıntılarından. 

Antimachos’un Lahdi

Antimachos’un Lahidi, bir aile mezarının yapısıdır. Öbür dünyaya geçişi temsil eden bir motif figürü ve hayat ağacı figürleri lahidin üzerinde mevcuttur.  

Olimpos’un diğer önemli antik kalıntılarından biri ise Bizans Dönemi’nde inşaa edilen Vespasianus Hamamı(Büyük Hamam)’dır. Olimpos’ta bulunan üç nekropol; şehrin girişi olan Batı Nekropolü, tiyatro yakınında bulunan Güney Nekropolü ve liman civarında bulunan Kuzey Nekropolü olarak adlandırılır. Olimpos Antik Kenti’nde, tabanında hayvan figürleri mozaikleriyle işlenmiş iki katlı mozaikli yapıyı da görebilirsiniz.